Mezmur 91.
Bu mezmuru okuyup Rab’bi her zaman yüceltebiliriz. Ama “Acaba bu mezmur aynı zamanda benim hakkımda olamaz mı” diye sorabilirsiniz.
Saygıdeğer bir Kutsal Kitap öğretmeni olan William MacDonald, bu mezmur için” benim mezmurum” diyor. Kısaca ondan bahsedeyim. 1922’de, 5 yaşında bir çocukken difteriden ölmek üzereymiş. Difteri hastalığında boğazınız enfeksiyon kapar ve içini bir zar kaplar. Böylece nefes alınamaz. William o kadar kötü durumdaymış ki, imanlı olan annesi odada ona sırtını dönüyormuş. Son nefesini görmemek için. O anda kapı çalmış ve yan köyden kayınbiraderi gelmiş. Anneye artık endişelenmemesini, çocuğun iyileşeceğini ve Tanrı’nın bir gün onun canını kurtaracağını söylemiş. Anne kuşkuyla bunu nereden bildiğini sorunca, adam 91. mezmuru okuduğunu ve son üç ayetteki koruma sözleriyle Tanrı’nın onu teselli ettiğini söylemiş. Çocuk gerçekten de o hastalığı atlatmış ve 13 yıl sonra, 18’indeyken de iman etmiş ve böylelikle Tanrı canını da kurtarmış. İşte bu yüzden 91. mezmura “benim mezmurum” diyor.
Bu mezmur İsa’nın mezmurudur, ama aynı zamanda bizim de mezmurumuzdur. Bazı korkularımızdan bahseder. Aslında gerçekten de bu dünyada yaşayıp da korkmamak zor. Kötülük her yerde, savaşlar oluyor, küresel salgınlar yayılıyor ve insanların büyük bir bölümü giderek fakirleşiyor. Sıkıntı, dört bir yanımızı sarmış durumda ve uzmanlar sağlıklı yaşam için “stressiz bir yaşam” tavsiye ediyorlar. Belki bu dünyada yaşayıp tamamen stressiz olmamız mümkün değildir, ama Tanrı’nın esenliğiyle yaşamamız mümkündür. Şimdi ayetlere göz atalım.
(1) Yüceler Yücesi’nin barınağında oturan,
Her Şeye Gücü Yeten’in gölgesinde barınır.
Yüceler Yücesi’nin barınağı, yüreklerimizde O’na verdiğimiz yerdir. Yüreklerimizde Tanrı’nın yaşamasına izin verirsek Tanrı bizde yaşar. Duayla, şükranla, teslimiyetle O’nun bizde yaşamasına izin veririz. İşte o zaman Her Şeye Gücü Yeten’in gölgesinde barınırız. Yani hayatın bütün tehlikelerine karşın artık O’nun koruması altındayız demektir. Bunu mükemmel şekilde yapabilen tek kişi de İsa’dır. İsa, Baba’nın özünden gelmişti ve her zaman O’nun iradesine göre yaşadı, her zaman O’nun koruması altındaydı.
Hayat tehlikelidir ama yüreği Tanrı’da olan, Tanrı’nın koruması altındadır.
(2) “O benim sığınağım, kalemdir” derim RAB için,
“Tanrım’dır, O’na güvenirim.”
Bu cümleyi söyleyerek aslında kendimizi Rab’be teslim ediyoruz. Bizim koruyucumuz olduğuna ve hayatımız boyunca bizi koruyacağına güvendiğimizi ilan ediyoruz.
Tanrı benim koruyucumdur ve hayatım boyunca beni koruyacaktır.
(3-4) Çünkü O seni avcı tuzağından,
Ölümcül hastalıktan kurtarır.
Seni kanatlarının altına alır,
Onların altına sığınırsın.
O’nun sadakati senin kalkanın, siperin olur.
Tanrı, çocuklarını kötü insanların tasarılarından, ölümcül hastalıklardan kurtarır, bir anne kuşun yaptığı gibi çocuklarını kanatlarının altına alır. Sadıktır, tehlikelere karşı kalkan ve siper olur.
(5-6) Ne gecenin dehşetinden korkarsın,
Ne gündüz uçan oktan,
Ne karanlıkta dolaşan hastalıktan,
Ne de öğleyin yok eden kırgından.
Gece huzurla uyumak çok önemli. Dua ile, Tanrı’nın gerçeklerini düşünerek uyursak, sabah esenlik ile kalkabiliriz. Gece boyunca Tanrı bizi korur. Gündüz uçan ok, gün boyunca bizi vurabilecek sıkıntılar olabilir. Tanrı bizi tüm gün uğraştığımız olumsuz düşünceler, kıskançlıklar ve tüm stresli durumlardan koruyacak. Hastalıklardan koruyacak. Uyanık olduğumuz gün içindeki benliğimizden gelen tüm sıkıntılardan da koruyacak.
Tanrı gece ve gündüz, her çeşit sıkıntılardan bizi koruyacaktır.
(7-8) Yanında bin kişi,
Sağında on bin kişi kırılsa bile,
Sana dokunmaz.
Sen yalnız kendi gözlerinle seyredecek,
Kötülerin cezasını göreceksin.
Tanrı’nın koruması altında olduğumuz sürece, çevremizde olup bitenlerden bağımsız olarak, O bizi koruyacak. Salgın hastalık veya savaşta bile güvende olacağız.
Etrafımızda ne olursa olsun, biz güvende olacağız.
(9-10) Sen RAB’bi kendine sığınak,
Yüceler Yücesi’ni konut edindiğin için,
Başına kötülük gelmeyecek,
Çadırına felaket yaklaşmayacak.
Tanrı bizim sığınağımız ve konutumuz olduğunda, kötülüklerden ve felaketlerden uzakta ve güvende olacağız.
Tanrı’ya sığındığımızda, kötülük ve felaketler bize dokunamayacak.
(11-12) Çünkü Tanrı meleklerine buyruk verecek,
Gideceğin her yerde seni korusunlar diye.
Elleri üzerinde taşıyacaklar seni,
Ayağın bir taşa çarpmasın diye.
Tanıdık ayetler, Şeytan bu ayetleri İsa’yı denemek için kullanmıştı. İsa elbette sebep yokken Tanrı’yı denemeye çalışmadı. Tanrı’dan öyle bir istek gelmemişti ve İsa atlasaydı, Tanrı’nın isteğinin dışında bir hareket yapmış olurdu. Tanrı ayrıca bizi de benzer şekilde koruyor.
Denenme ayetleri. Tanrı’nın istediği şekilde hareket etmeliyiz. Tanrı bizi de benzer şekilde koruyor.
(13) Aslanın, kobranın üzerine basıp geçeceksin,
Genç aslanı, yılanı çiğneyeceksin.
Şeytan, yılan görünümünde İsa’yı denerken bu ayeti atladı. İsa ona karşı zaferi kazandı. O’nun adına iman edenler de zaferin sonuçlarına ortak oluyor. Tanrı sığınağımız olduğunda, bilgelik kazanacağız, kötüyü bileceğiz ve göreceğiz, engelleri aşacağız.
Bütün engelleri aşacağız.
(14-16) “Beni sevdiği için
Onu kurtaracağım” diyor RAB,
“Beni iyi tanıdığı için
Ona kale olacağım.
Bana seslenince onu yanıtlayacağım,
Sıkıntıda onun yanında olacağım,
Kurtarıp yücelteceğim onu.
Onu uzun ömürle doyuracak,
Ona kurtarışımı göstereceğim.”
Tanrı, kendisini tanıdığımızda ve O’na sığındığımızda bizi koruyacağına dair garanti veriyor.
Amin. Ama bu mezmurda söylenmeyen şeyler de var gibi. Siz de bir tezat hissetmediniz mi? Bir tezat yok mu?
Bu mezmur İsa hakkında dedik, ama İsa bu güçlü korunmaya rağmen çarmıh üzerinde acı içinde öldü.
Luka 10:19 Ben size, yılanları ve akrepleri ayak altında ezmek ve düşmanın bütün gücünü alt etmek için yetki verdim. Hiçbir şey size zarar vermeyecektir.
Ama bu güçlü söze rağmen öğrencilerin neredeyse hepsi öldürüldü.
Tanrı, çocuklarını böylesine koruyorsa insanlar neden bin bir çeşit acılar çekiyor, hastalanıyor ve ölüyorlar?
Belki şöyle bir cevap verebiliriz:
Yuhanna 7:30 Bunun üzerine O’nu yakalamak istediler, ama kimse O’na el sürmedi. Çünkü O’nun saati henüz gelmemişti.
Başka bir zamanda, Yeruşalim’e dönmek istediğinde öğrenciler O’na karşı çıktılar çünkü kısa bir süre önce orada canına kast edilmişti. Ama İsa, hizmeti bitene kadar kimsenin O’na zarar veremeyeceğini biliyordu.
Elçilerin İşleri bölümünde, Petrus melek aracılığıyla hapisten özgür kılındı, Pavlus Şam’da öldürülmek istendi, küfeyle kurtarıldı.
Bu durum her imanlı için geçerlidir. Tanrı her birimizin hayatında farklı bir şekilde işliyor ve her birimizden isteği farklıdır. Ama değişmeyen bir şey var ki, O da Tanrı’nın bizden istedikleri bitmeden önce, her birimiz Tanrı’da kaldığımız ölçüde, O’nun isteklerini yerine getirirken güvendeyiz. Bunun aksi olduğu zamansa, demek ki buradaki hizmetimiz sona ermekte demektir.
Ne olursa olsun şu bir gerçektir ki, O’nda güvence vardır! O’na sığınabiliriz.
Dua edelim.