Vaaz 2020.05.10 Umutsuz Sorular, Umut Verici Cevaplar

Yeremya 15:10-21 – Umutsuz Sorular, Umut Verici Cevaplar
Şu sözleri hatırlıyor musunuz?
“İnsanlarla yarışa girip yoruldunsa, Atlarla nasıl yarışacaksın?
Güvenli bir ülkede sendelersen, Şeria çalılıklarıyla nasıl başa çıkacaksın?”
O sözler Yeremya’nın 11. bölümünden. O sözlerle Tanrı Yeremya’yı azarladı. Yeremya hayal
kırıklığına uğramıştı, peygamberlik işini bırakmaya hazırdı. Tanrı ise Yeremya’nın çok hızlı bir
şekilde yorulduğunu söyledi, bu kadar kolay yorulmaması gerek diye azarladı.
Bugün Yeremya’nın 15. bölüme beraber bakalım. Yeremya gene hayal kırıklığına uğrayacak. Bu
hayal kırıklığına karşı Tanrı bu sefer nasıl bir tepki verecek? Ayetlere beraber bakalım.

  1. ayet – Yeremya’nın ilk sitemi
    10 Vay başıma!
    Herkesle çekişip davacı olayım diye
    Doğurmuşsun beni, ey annem!
    Ne ödünç aldım, ne de verdim,
    Yine de herkes lanet okuyor bana.
    Bu ayette Yeremya durumunu çok net bir şekilde Tanrı’ya anlatıyor. Yeremya sürekli kavga
    içindeydi. İşin kötüsü, Yeremya kavga başlatacak herhangi bir eylemde bulunmadı. Bazı
    davranışların doğal sonucu çekişmedir. Mesela, sürekli ödünç alan, ödünç veren bir kişi bir yerde
    sıkıntı yaşayacak, çekişme içinde olacak. Yeremya ise öyle bir davranışta hiç bulunmadı. Tek
    yaptığı şey Tanrı’dan gelen sözleri İsrail halkına aktardı. İsrail halkının kavgası varsa Yeremya’yla
    değil Tanrı’yla olmalıydı. Kısacası İsrail halkının tepkisi Yeremya’yı hayal kırıklığına uğrattı,
    Yeremya da o hayal kırıklığını Tanrı’ya açık bir şekilde ifade etti.
    11-14 ayetler – Tanrı’nın ilk cevabı
    11 RAB şöyle dedi:
    “Kuşkun olmasın, iyilik için seni özgür kılacağım,
    Yıkım ve sıkıntı zamanında
    Düşmanlarını sana yalvartacağım.
    12 “Demiri, kuzeyden gelen demiri
    Ya da tuncu kimse kırabilir mi?
    13 Ülkende işlenen günahlar yüzünden
    Servetini de hazinelerini de karşılıksız,
    Çapul malı olarak vereceğim.
    14 Bilmediğin bir ülkede
    Düşmanlarına köle edeceğim seni.
    Çünkü size karşı öfkem
    Ateş gibi tutuşup yanacak.”
    Gördüğümüz gibi bu ayetlerde Tanrı Yeremya’nın şikâyetine cevap veriyor. Tanrı teşvik verici
    sözlerle Yeremya’ya yanıtlıyor. Tanrı diyor ki tam Yeremya’nın peygamberlik ettiği gibi yıkım ve
    sıkıntı gelecek, İsrail halkı da sürgüne gidecekti. Ama Yeremya o sürgüne dâhil olmayacak, tersine
    Tanrı Yeremya’yı özgür kılacaktı. Gün gelecekti ki Yeremya’nın o anda çok güçlü gördüğü
    düşmanlar Yeremya’ya gelip yalvaracaklardı. 12. ayette iki soru soruluyor. Birincisi “Demiri,
    kuzeyden gelen demiri, kimse kırabilir mi?” O demir İsrail’in düşmanlarının savaş arabalarıdır.
    İsrail halkı da onlara karşı tamamen korunmasız kalacaktı. Kimse o demiri kıramayacaktı. Bir soru
    daha var 12. ayette – tuncu kimse kırabilir mi? Bu ayette Tanrı neden tunçtun bahsediyor? Aylar
    önce Yeremya’nın 1. bölümünde Yeremya’nın çağrısını okuduk. O çağrıda Tanrı tunçtan bahsetti:
    Yeremya 1:18 – İşte, bütün ülkeye -Yahuda krallarına, önderlerine, kâhinlerine, ülke halkına- karşı
    bugün seni surlu bir kent, demir bir direk, tunç bir duvar kıldım.
    Tanrı söz vermişti – Yeremya’ya tunç bir duvar kılmıştı. Yeremya o sözü unutabilir ama hamdolsun
    ki Tanrı verdiği sözü hiç unutmaz, çocuklarına verdiği güzel vaatleri yerine getiriyor.
    13., 14. ayetlerde Tanrı İsrail halkına konuşuyor. Tanrı onları halk olarak düşmanlarına teslim
    edecekti. Onlar hak ettikleri cezasını yiyeceklerdi.
    Bu ayetlerdeki sözler büyük ihtimalle Yeremya’yı teşvik etti, değil mi? Tanrı Yeremya’nın Onun
    elinde olduğunu zor zamanda koruyacağını hatırlattı. Aynı zamanda Yeremya’ya karşı gelen,
    ısrarla tövbe etmeyen düşmanları hak ettikleri cezasını yiyeceğini de açıkça söyledi.
    O zaman 15-18 ayetleri okuyalım, Yeremya’nın karşılığını inceleyelim.
    15-18 ayetler – Yeremya’nın ikinci sitemi
    15 Sen bilirsin, ya RAB,
    Beni anımsa, beni kolla.
    Bana eziyet edenlerden öcümü al.
    Sabrınla beni canımdan etme,
    Senin uğruna aşağılandığımı unutma.
    16 Sözlerini bulur bulmaz yuttum,
    Bana neşe, yüreğime sevinç oldu.
    Çünkü seninim ben,
    Ya RAB, Her Şeye Egemen Tanrı!
    17 Eğlenenlerin arasında oturmadım,
    Onlarla sevinip coşmadım.
    Elin üzerimde olduğu için
    Tek başıma oturdum,
    Çünkü beni öfkeyle doldurmuştun.
    18 Neden sürekli acı çekiyorum?
    Neden yaram ağır ve umarsız?
    Benim için aldatıcı bir dere,
    Güvenilmez bir pınar mı olacaksın?
  2. ayette Tanrı’ya cevap verirken Yeremya, davasını Tanrı’nın eline bırakıyor. Yeremya’nın isteği
    açık – Tanrı Yeremya’nın öcünü alsın. Bu ayette Yeremya doğru olanı yapıyor, Tanrı’ya güvenip
    durumunu Tanrı’nın ellerine bırakıyor. 16. ve 17. ayetlerde Yeremya ilk hizmete girdiği günler
    hatırlıyor. Tanrı Yeremya’ya zor sözleri verdi, yargı sözlerini ona söyledi. Ama bu zor sözler bile
    Yeremya’ya iyi geldi, Yeremya’ya sevinç getirdi. Çünkü Yeremya için bu sert sözler söylemek
    zordu ama Yeremya bu sözleri söyleyerek Tanrı’nın isteğine yerine getiriyordu, kendisini çok özel
    bir şekilde Her Şeye Egemen Rab’be ait olduğunu hissetmişti. 17. ayette gördüğümüz gibi bu
    sözleri Yeremya İsrail halkından ayırdı. Yeremya Tanrı’nın doğru öfkesiyle dolu olduğu için İsrail
    halkıyla sevinemedi, coşamadı. Kendisi ile halk arasında bir mesafe açıldı.
    Ama 18. ayete geldiğimizde Yeremya dibe vuruyor. İçindeki acı dayanılmaz bir noktaya geldi. Hem
    de bu acı hiç sona ermeyeceğini hissetti. Yeremya’ya göre acısı hem çok ağır hem de sonsuz. O
    zaman Yeremya Tanrı’ya karşı isyan ediyor. 18. ayetteki son soru, “Benim için aldatıcı bir dere,
    Güvenilmez bir pınar mı olacaksın?” gerçekten çok sivri bir soru. Belki Yeremya’nın 2.
    bölümünden şu sözleri hatırlıyorsunuz:
    Yeremya 2:13 – “halkım iki kötülük yaptı: Beni, diri suların pınarını bıraktı, Kendilerine sarnıçlar,
    Su tutmayan çatlak sarnıçlar kazdı.
    O sözlerine göre Tanrı diri suların pınarıdır. İsrail halkı ise Tanrı’ya güvenmeyip o diri sulardan
    almak yerine kendi sarnıçları kazdılar. Ama şimdi İsrail halkı yaptığı gibi Yeremya da Tanrı’yı
    aldatıcı bir dere, güvenilmez pınar olarak suçluyor. Yeremya Tanrı’ya güvenmeyerek etrafına olan
    halka benzedi. Öyle olmaması gerek! Bu düşünceler, bu sözler Tanrı’nın peygamberine yakışmaz.
    Yeremya’yı saran bir kötülük vardı. Yeremya’ya verildiği görev ise o kötülüğe karşı peygamberlik
    etmek. Ama bu ayette Yeremya kötülüğe karşı gelmiyor, o kötülük Yeremya’yı saldırıyor. Yeremya
    da o kötülüğe yenik düşüyor.
    Olmaz, değil mi? Tanrı’nın adamı nasıl kötülüğe yenik düşsün? Tanrı Yeremya’yı tunç duvar
    kılmadı mı? Öyle güçlü bir duvar bu kadar kolay mı düşer? Yoksa dürüst bir cevap verirsek,
    Yeremya’nın yaptıkları bize çok yabancı gelmiyor, değil mi? İsa Mesih’te bize Yeremya’nın
    bilmediği armağanlar veriliyor. Yeremya da İsa’nın sevgisini sadece çok uzaktan gördü. Biz ise o
    sevgiyi çok yakından yaşıyoruz. Gene de Yeremya düştüğü gibi biz de kötülüğe yenik düşebiliriz,
    değil mi?
    Şimdi Tanrı’nın cevabına bakalım. Vaazın başlangıcında Yeremya hızlı bir şekilde yıldığında
    Tanrı’nın azarlayıcı, meydan okuyucu sözlerini okuduk. Şimdi Yeremya gene yılıyor, bu sefer de
    Tanrı’ya karşı daha sert sözler bile söylüyor. Acaba bu sözlere karşı Tanrı nasıl bir cevap verecek.
    19-21 ayetleri okuyalım.
    19-21 ayetler Tanrı’nın ikinci cevabı
    19 Bu yüzden RAB diyor ki,
    “Eğer dönersen seni yine hizmetime alırım;
    İşe yaramaz sözler değil,
    Değerli sözler söylersen,
    Benim sözcüm olursun.
    Bu halk sana dönecek,
    Ama sen onlara dönmemelisin.
    20 Bu halkın karşısında
    Sağlamlaştırılmış tunç bir duvar kılacağım seni;
    Seninle savaşacak ama yenemeyecekler,
    Çünkü yardım etmek, kurtarmak için
    Ben seninleyim” diyor RAB.
    21 “Seni kötünün elinden kurtaracak,
    Acımasızın avucundan kurtaracağım.”
    Tanrı’nın cevabı benim beklediğimden daha yumuşaktı. Tanrı Yeremya’ya merhametle yaklaşıyor.
  3. ayette tövbeye çağrı var: “Eğer dönersen seni yeni hizmete alırım.” Azarlayıcı sözler de var o
    ayette: Tanrı “İşe yaramaz sözler değil, değerli sözler söylersen, Benim sözcüm olursun” diyerek
    Yeremya’nın önceki ayetteki sözlerinin uygun olmadığını belirtiyor. Tanrı da şunu söylüyor 19.
    ayette, “Bu halk sana dönecek, ama sen onlara dönmemelisin.” Demek ki Yeremya dönen değil,
    halkı döndüren olmalı.
    Ama bu azarlayıcı sözlerden sonra, 20. ayette Tanrı Yeremya’yı teşvik edici bir şekilde tekrar
    görevine çağırıyor. Bu ayet Yeremya’nın ilk çağrısına çok benziyor. Biraz önce okuduğumuz gibi o
    çağrıda Tanrı Yeremya’yı tunç bir duvara benzetti. O ilk çağrıda Tanrı da şu sözleri söyledi:
    Yeremya 1:19 – Sana savaş açacaklar, ama seni yenemeyecekler. Çünkü seni kurtarmak için ben
    seninleyim.” Böyle diyor RAB.
    Tanrı da bu ayette o sözlere benzeyen sözler söylüyor: “Çünkü yardım etmek, kurtarmak için Ben
    seninleyim” diyor RAB. Son olarak 21. ayet de kurtuluş sözleriyle dolu. Kötülerin, acımasızın zaferi
    olmayacak diyor Rab. Tersine zafer Rab’bin olacak, O da Yeremya’yı kurtaracak.
    Acaba Tanrı’nın yaklaşımı bu bölümde ile 11. bölümde neden farklı? 11. bölümde Tanrı neden
    Yeremya’ya meydan okudu, bu bölümde ise neden yumuşak bir şekilde ona tövbeye çağırıp çok
    teşvik edici vaatlerle yaklaştı? Bu soruları doğru bir şekilde cevaplamak için Tanrı’nın karakterini
    iyi bilmemiz lazım. Tabii ki Tanrı çocuklarını azarlayabilir. İbraniler 12. bölümden şu ayetleri daha
    önce okumuş olabilirsiniz:
    İbraniler 12:5-6 «Oğlum, Rab’bin terbiye edişini hafife alma, Rab seni azarlayınca cesaretini
    yitirme. Çünkü O, sevdiğini terbiye eder, oğulluğa kabul ettiği herkesi cezalandırır.»
    Yeremya’nın 11. bölümde Tanrı nasıl Yeremya’yı azarladıysa, nasıl ona gaza getirdiyse bizi seven
    gökteki Babamız gerektiğinde bizi de uyarıp azarlayacak.
    Ama iyi bir baba gibi Tanrı çocuklarını ne zaman azarlayacak, ne zaman da teşvik edecek bilir.
    Tanrı çocuklarını hep azarlamaz. 103. Mezmur’da şu teşvik edici sözler var:
    Mezmur 103: 13-14 Bir baba çocuklarına nasıl sevecen davranırsa, RAB de kendisinden
    korkanlara öyle sevecen davranır. Çünkü mayamızı bilir, Toprak olduğumuzu anımsar.
    Bu 15. bölümde Tanrı bu şekilde Yeremya’ya yaklaştı. Tanrı, Yeremya’nın mayasını biliyordu,
    Yeremya’ya karşı sevecen bir şekilde davrandı. Çok yumuşak bir şekilde ona tövbeye çağırdı.
    Rab hem Yeremya’nın ihtiyacı olan sözleri hem de bizim ihtiyacımız olan sözleri biliyor, duruma
    göre de konuşuyor.
    Düşmüş olan, Tanrı’ya karşı isyan etmiş olan Yeremya bu bölümdeki son sözleri dikkatli
    düşünmüş olmalı. Tanrı’nın 19-21 ayetlerdeki sözlerine Yeremya’dan gelen yazılı bir cevap yok.
    Ama Yeremya’nın kitabındaki ilerleyen bölümlerde Yeremya’nın hayatını göreceğiz. Hamdolsun ki
    Yeremya hizmetini devam ettirdi. Ona karşı çok güçlü insanlar gelecek, onlara karşı ayakta
    kalabilmek için Yeremya Tanrı’dan gelen büyük bir güçten yararlanacak. Açık ki Yeremya bu
    sözleri hatırlayıp bu sözlere göre hayatını şekillendirdi.
    Yeremya Tanrı’nın sözlerini dinledi. Ya biz? Bugün Tanrı sana nasıl yaklaştığını bilemiyorum. Belki
    Yeremya’nın 11. bölümünde Tanrı nasıl Yeremya’ya meydan okuduysa bugün Tanrı sana meydan
    okuyucu sözlerle yaklaşıyor. Belki de Tanrı bugünkü okuduğumuz bölümdeki benzeyen daha
    yumuşak sözlerle sana yaklaşıyor. Yeter ki açık bir yürekle Tanrı’ya yaklaşalım, O bize ne
    söylüyorsa hayatlarımıza ona göre şekillendirelim.
    Sanırım bazen biz Tanrı’ya yaklaşmaktan korkuyoruz. Tanrı’nın sesini duymadan Tanrı’nın azarını
    bekliyoruz. Tanrı Yeremya’yı 11. bölümde nasıl Yeremya’yı azarladıysa aynı şekilde bize de
    azarlayacak diye düşünüyoruz. Bazen de haklı olabiliriz. Ama Tanrı hep azarlamaz. Romalılar’dan
    şu sözleri bazen unutuyoruz:
    Romalılar 8:31-34 – Öyleyse buna ne diyelim? Tanrı bizden yanaysa, kim bize karşı olabilir? Öz Oğlu’nu
    bile esirgemeyip O’nu hepimiz için ölüme teslim eden Tanrı, O’nunla birlikte bize her şeyi bağışlamayacak
    mı? Tanrı’nın seçtiklerini kim suçlayacak? Onları aklayan Tanrı’dır. Kim suçlu çıkaracak? Ölmüş, üstelik
    dirilmiş olan Mesih İsa, Tanrı’nın sağındadır ve bizim için aracılık etmektedir.
    Hamdolsun ki Tanrı bizden yana. Mesih İsa da Tanrı’nın sağında ve bizim için aracılık ediyor. O
    zaman bizim kulaklarımız Tanrı’ya açık olsun. Tanrı duruma göre bize konuşmaya hazır. İyi bir
    baba çocuklarına nasıl yaklaşmayı bilirse Tanrı mükemmel bir Baba olarak çocuklarına doğru
    sözleri söyleyecek. Yeter ki yüreğimizin gözleri açık olsun, Onun yaklaşmasına da bize söylediği
    sözlere de hazır olalım.

Bir cevap yazın