Markos 15:1-5 İsa, Vali Pilatus’un Önünde
1 Sabah olunca başkâhinler, ileri gelenler, din bilginleri ve Yüksek Kurul’un öteki üyeleri bir danışma toplantısı yaptıktan sonra İsa’yı bağladılar, götürüp Pilatus’a teslim ettiler.
2 Pilatus O’na, “Sen Yahudiler’in Kralı mısın?” diye sordu.
İsa, “Söylediğin gibidir” yanıtını verdi.
3 Başkâhinler O’na karşı birçok suçlamada bulundular. 4 Pilatus O’na yeniden, “Hiç yanıt vermeyecek misin?” diye sordu. “Bak, seni ne çok şeyle suçluyorlar!”
5 Ama İsa artık yanıt vermiyordu. Pilatus buna şaştı.
- Geçtiğimiz haftadan hatırlayacağız, yüksek kurul sırf İsa’yı hemencecik yargılayıp ölüm kararı vermek için kendi içindeki en azından 5 kuralı ihlal etmişti: 1) gece toplanmaları yasaktı 2) herhangi bir Yahudi bayramında toplanmaları yasaktı 3) yalancı tanık aramaları yasaktı 4) beraat kararı hemen verilebilirdi ama mahkumiyet kararı için 1 gece geçmesi gerekiyordu 5) “yontma taş binası”nda toplanmadıkları sürece aldıkları kararlar hükümsüzdü
- Bir alt başlık atlıyoruz çünkü birkaç hafta önce, Petrus’un İsa’yı nasıl inkar ettiğini okumuştuk. Horoz iki kez ötmeden, Petrus İsa’yı 3 kez inkar etti.
- Şimdi sabah oldu ve kurul tekrar toplandı. Yasadışı olan eylemi yasal hale getirmeye çalışıyorlar. Bu “danışma toplantısı”ndan sonra da İsa’yı bağladılar ve Pilatus’a teslim ettiler
- Pilatus’un sorusu ilginçtir, “Sen Yahudiler’in Kralı mısın?” diyor. İsa’yı şu ana kadar suçladıkları eylem, Tanrı olduğunu ileri sürüp Tanrı’ya küfretmekti. Ama şimdi iş bir ileri boyuta taşınıyor. İşin içine isyankarlık ve hainlik suçu da giriyor.
- Belli bir kralın yönettiği bir ülkede başka bir kişi çıkıp da kral olduğunu iddia ediyorsa, bu hoş karşılanmayacaktır. Yani en azından din bilginleri, Ferisiler ve ileri gelenler böyle düşünüyorlardı.
- İsa Pilatus’a “Söylediğin gibidir” dedi. Evet, kral olduğunu kabul etti.
- Başkahinler başka birçok suçlamada daha bulundular. Pilatus İsa’nın kendisini savunmasını bekliyordu, ama İsa yanıt vermiyordu ve Pilatus buna çok şaşırmıştı.
Markos 15:6-15 İsa Ölüm Cezasına Çarptırılıyor
6 Pilatus, her Fısıh Bayramı’nda halkın istediği bir tutukluyu salıverirdi. 7 Ayaklanma sırasında adam öldüren isyancılarla birlikte Barabba adında bir tutuklu da vardı. 8 Halk, Pilatus’a gelip her zamanki gibi kendileri için birini salıvermesini istedi.
9 Pilatus onlara, “Sizin için Yahudiler’in Kralı’nı salıvermemi ister misiniz?” dedi. 10 Başkâhinlerin İsa’yı kıskançlıktan ötürü kendisine teslim ettiklerini biliyordu. 11 Ne var ki başkâhinler, İsa’nın değil, Barabba’nın salıverilmesini istemeleri için halkı kışkırttılar.
12 Pilatus onlara tekrar seslenerek, “Öyleyse Yahudiler’in Kralı dediğiniz adamı ne yapayım?” diye sordu.
13 “O’nu çarmıha ger!” diye bağırdılar yine.
14 Pilatus onlara, “O ne kötülük yaptı ki?” dedi.
Onlar ise daha yüksek sesle, “O’nu çarmıha ger!” diye bağrıştılar.
15 Halkı memnun etmek isteyen Pilatus, onlar için Barabba’yı salıverdi. İsa’yı ise kamçılattıktan sonra çarmıha gerilmek üzere askerlere teslim etti.
- Pilatus, her Fısıh bayramında halkın istediği bir tutukluyu serbest bırakıyordu. Bu gelenek tahmin edebileceğimiz gibi aslında politik bir olaydır. Bu şekilde halkı memnun etmek istediğini ve sonuçta yönetiminde olan halkı ve bölgeyi başarılı bir şekilde yönetmek için bunu yaptığını anlayabiliriz.
- Tamam, Barabba adında bir tutuklu var. Bu adam, ayaklanma sırasında adam öldüren isyancılarla beraber. Yani mevcut yönetime karşı ayaklanmış, isyan etmiş ve yakalanmış.
- Pilatus ise başkahinlerin, İsa’yı kıskandıklarından dolayı O’nu hainlikle suçladıklarının farkındaydı. Bu yüzden onlara, bahsedilen geleneğine uygun olarak İsa’yı salıvermeyi önerdi. Ama başkahinler oradaki halkı da İsa’ya karşı kışkırtıyorlardı.
- Platus İsa’yı ne yapacağını sorduğunda ise “O’nu çarmıha ger” diye bağırdılar. Ne enteresan! Çünkü Pilatus “O ne kötülük yaptı ki?” diye soruyor, ama verebilecekleri hiçbir cevap yok. Sadece tekrardan “O’nu çarmıha ger” diye bağırdılar.
- Sonunda Pilatus onların dediğini yaptı. Çünkü halkı memnun etmeye istekliydi. Barabba salıverildi ve İsa önce kamçılandı, sonra da çarmıha gerilmesi için askerlere teslim edildi.
- Şu da ironiktir ki, İsa’ya yönelttikleri Roma’ya karşı isyancılık ve hainlik suçlamalarını gerçekten işlemiş olan Barabba serbest bırakılırken, aslında tamamen suçsuz olan İsa aynı suçtan ölüme mahkum edilmiş oldu.
Markos 15:16-20 Askerlerin İsa’yı Aşağılaması
16 Askerler İsa’yı, Pretorium denilen vali konağına götürüp bütün taburu topladılar. 17 O’na mor bir giysi giydirdiler, dikenlerden bir taç örüp başına geçirdiler. 18 “Selam, ey Yahudiler’in Kralı!” diyerek O’nu selamlamaya başladılar. 19 Başına bir kamışla vuruyor, üzerine tükürüyor, diz çöküp önünde yere kapanıyorlardı. 20 O’nunla böyle alay ettikten sonra mor giysiyi üzerinden çıkarıp kendi giysilerini giydirdiler ve çarmıha germek üzere O’nu dışarı götürdüler.
- Evet, bu bölümler üzerinde düşünürken ve konuşurken gerçekten duygulanmamak elde değil. İnsanların son bir gündür İsa’ya neler yaptığını görüyoruz. Bunları kime yapıyorlar? Bu davranışları yaptıkları aynı İsa, İbraniler mektubunun girişinde şöyle tanıtılıyor:
İbraniler 1:1-4 1 Tanrı eski zamanlarda peygamberler aracılığıyla birçok kez çeşitli yollardan atalarımıza seslendi. 2 Bu son çağda da her şeye mirasçı kıldığı ve aracılığıyla evreni yarattığı kendi Oğlu’yla bize seslenmiştir. 3 Oğul, Tanrı yüceliğinin parıltısı, O’nun varlığının öz görünümüdür. Güçlü sözüyle her şeyi devam ettirir. Günahlardan arınmayı sağladıktan sonra, yücelerde ulu Tanrı’nın sağında oturdu. 4 Meleklerden ne denli üstün bir adı miras aldıysa, onlardan o denli üstün oldu. İsa kimdir?
- Tanrı’nın, aracılığıyla insanlığa seslendiği kişi
- Tanrı’nın, her şeye mirasçı kıldığı kişi
- Tanrı’nın, aracılığıyla evreni yarattığı kişi
- Tanrı’nın yüceliğinin parıltısı
- Tanrı’nın varlığının öz görünümü
- Güçlü sözüyle her şeyi devam ettiren
- Günahlardan arınmayı sağlayan
- Yücelerde ulu Tanrı’nın sağında oturan
- Meleklerden üstün bir adı miras alan ve onlardan üstün olan kişidir.
Bu kişi iman ettiğimiz İsa’dır. Bu İsa son 24 saatte neler yaşadı?
- Dostlarından 1 saat kendisi için uyanık kalmalarını istedi ama dostlarından bu sadakati göremedi
- Yine dostlarından birisi tarafından ihanete uğradı, ele verildi
- Tüm dostları kaçtı ve yalnız bırakıldı
- Bağlandı
- Suçlandı ve iftira atıldı
- Üzerine tükürüldü
- Gözleri bağlandı
- Yumruklandı
- Peygamberliğiyle alay edildi
- Nöbetçiler tarafından aralarına alınıp tokatlandı
- İnkar edildi
- Suçlandı, kendini savunmadı
- Gerçekten suçlu olan kişi salıverilirken kendisi ölüme mahkum edildi
- Kamçılandı ve çarmıha gerilmek için askerlere teslim edildi
- Kendi giysilerinin yerine mor bir giysi giydirildi
- Dikenlerden bir taç örülüp başına geçirildi
- “Yahudilerin Kralı” diye selamlanarak krallığıyla ilgili alay edildi
- Başına kamışla vuruldu, üzerine tükürüldü, diz çökülüp önünde yere kapanılarak alay edildi
- Kendi giysileri tekrar giydirildi ve çarmıha gerileceği yere götürüldü
- İsa gerçekte kimdi, ve nelere maruz kaldı?
- Bir gün Hristiyan olmayan bir arkadaşımla sohbet ediyordum. Kendisi hiçbir zaman Hristiyan olmadı ama İncil’i okumuş ve bilgili bir kişidir. Onunla dertleşiyorduk, aslında ben ona dertlerimi anlatıyordum. Epeyce bir süre beni dinledi. Sonra bir noktada sözümü kesti. “Uğur” dedi. “Sen Hristiyansın, İsa’yı takip ettiğini söylüyorsun. Hayatını İsa’nın öğretilerine göre yaşadığını ve O’nu örnek aldığını söylüyorsun. Ama geldiğimizden beri bana ne kadar dertli olduğundan yakınıyorsun. Ne zannediyordun? İsa bu kadar sıkıntıyı yaşadıktan ve öğrencilerinin de benzer sıkıntıları yaşayacağını söyledikten sonra, mutlu mesut, dertsiz tasasız bir hayat geçireceğini mi zannediyordun?” İman hayatlarınızda Tanrı’ya karşı mahcup olduğunuz anlar oldu mu?
- O zamandan beri bu konuda düşünürüm. Çok haklıydı. Bir yandan Hristiyan olduğumu söylüyordum, ama diğer yandan da Hristiyan olduğumdan dolayı sıkıntı geldiğinde söyleniyordum ve sıkıntıdan kaçmaya çalışıyordum.
- İsa’nın kim olduğunu, O’nun yüceliğine rağmen bu dünyaya gelip, insanlar tarafından ne sıkıntılar çektirildiğini unutuyordum. Günahsız olmasına rağmen, çarmıhta ölerek günahlarımızın bedelini ödediğini unutuyordum.
- Tanrı her birimizin hayatında farklı çalışır. Hayatınızda mutlu olamazsınız, ya da mutluysanız yeterince Hristiyan değilsiniz demeye çalışmıyorum. Ama hayattaki ana amacımızın ne olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
- Bu hafta şu ayet ile birbirimiz için dua ettik: İbraniler 12:3 Yorulup cesaretinizi yitirmemek için, günahkârların bunca karşı koymasına katlanmış Olan’ı düşünün.
- Elbette biz İsa değiliz, ama Tanrı’nın amacı bizi O’nun benzerliğine dönüştürmektir. O’nu takip etmeliyiz. Mutlu olmak ana amacımız olmamalı. Bazı insanlar artık mutlu olmaya çalışmak eyleminin kendisinin insanları daha mutsuz hale getirdiğini düşünüyorlar. Mutluluğu takip etmek insanı mutsuzluğa götürür, İsa’yı takip etmek insanı sonsuz mutluluğa ve göksel esenliğe götürür.
- Görsel. Markos 10:15 Size doğrusunu söyleyeyim, Tanrı’nın Egemenliği’ni bir çocuk gibi kabul etmeyen, bu egemenliğe asla giremez. Bu resim çocuğun yüreğini gösteriyor. İman hayatlarımızda yapmamız gereken budur: İsa’yla olmak, O’nu takip etmek, O’na daha çok benzemek.
- İsa’nın takipçileri olarak, sıkıntılarda da O’nu hatırlamalı ve örnek almalıyız.
- O zaman uğrumuza çekmiş olduğu tüm bu sıkıntılar için şimdi hep birlikte Rab’be şükredelim. Bu konuda dua ederek vaazı sonlandırmış olalım.